TÜP BEBEK
Tüp bebek – IVF ( In Vitro Fertilization) ne demektir ?
Tüp bebek, kadından alınan yumurta ve spermin laboratuvar ortamında döllendirilmesi ile embryo ( bebeğin anne karnındaki ilk hali) geliştirilmesi demektir.
Tüp bebek neden daha fazla önerilmekte ve tercih edilmekte ?
Tüp bebek günümüzde geçmişe göre daha fazla tercih edilir. Bunun tabii ki belli nedenleri var. Öncelikle gelişen ve değişen dünyada, çalışma hayatı ve kariyer planlaması nedeniyle evlilik daha geç yaşlarda olabilmekte ve kadınların ilk gebeliği deneyecekleri yaş eskiye oranla daha yüksek yaşlar olmakta. Kadın yaşı arttıkça gebe kalma ihtimali göreceli olarak artmakta. İlk çocuğu doğal yolla olan ancak 2. çocuğu elde edemeyen çiftler de tüp bebeğe başvuruların önemli bir bölümünü oluşturmakta.
Eskiden maddi olarak çok daha zor ulaşılan bir yöntem olan tüp bebek, artık hem daha kolay ulaşılabilir maddi şartlarda hem de geçmişe oranla çok daha başarılı bir yöntem olmakta. Her geçen gün, çalışmalar ve teknolojik gelişmeler ışığında daha önce fayda sağlanamayan hastalara yeni seçenekler sunulabilmekte.
Bu durum artık tüp bebeği tercih sırasında daha önlere çekebilmekte. “Her şeyi deneyelim, en son tüp bebek” yaklaşımından ziyade artık gebeliğe en çabuk ve mantıklı yol seçilerek ulaşmak hedeflenmelidir.
Unutulmamalıdır ki; en pahalı tedavi başarısız tedavidir.
Tüp bebek yöntemindeki süreçler nelerdir ?
- Çiftin öyküsü ayrıntılı dinlenir, saptanabilen problem var mı? Varsa nasıl çözülebilir planlanır ( EN ÖNEMLİ AŞAMA)
- Spermin nasıl elde edileceği belirlenir.
- Muayene. Kadının rahim, rahim ağzı ve yumurta sayısı transvajinal muayene ve gerekirse deneme transferi, sulu ultrason ( SIS) yapılarak değerlendirilir.
- Kadının nasıl bir tedaviye ihtiyacı olduğu belirlenir.
- Yumurta geliştirmek için kullanılacak ilaç protokolü ve dozu belirlenir. Bu süreç yaklaşık 8-12 gün kadar sürer.
- Yumurta geliştirme süreci sonunda yumurta toplama işlemi (OPU- Ovum Pick Up) yapılır
- OPU anestezi altında yapılan ve hastanın 30-60 dakika kadar sonra taburcu olabileceği bir işlemdir.
- Alınan yumurtalardan uygun olanlarla spermin birleşmesi sağlanır.
- Döllenen ve gelişen embryolardan uygun olan seçilir ve rahme yerleştirilir. Bu işleme transfer denir ve tüp bebek sürecinde başarının en önemli aşamalarından biridir.
Tüp bebek ve mikroenjeksiyon (ICSI) aynı şey midir ?
Tam olarak aynı şey demek değildir. Mikroenjeksiyon tüp bebek uygulamasında kullanılan bir yöntemdir. Klasik tüp bebekte alınan yumurta ve hazırlanmış yaklaşık 1000 kadar sperm aynı ortama konur ve spermlerden birinin yumurtanın içine girmesi beklenir. Bir nevi kadın vücudundakine benzer bir süreç yaşanır, farklı olarak sağlıklı yumurta ve spermler aynı ortamda buluşturulmuştur.
Mikroenjeksiyonda ise alınan tek sperm, yumurtanın içine özel bir alet yardımı ile yumurtaya zarar vermeden yerleştirilir. Yani spermin yumurtanın içine girmesi garanti altına alınmış olur. Klasik tüp bebekten çok daha başarılıdır. Özellikle erkek infertilitesinde bu yöntemi kullanmak gerekir. Türkiye’de pek çok klinikte ve merkezimizde bu yöntem tercih dilmektedir.
Mikroenjeksiyon yapıldıktan sonra kesin gebelik oluşur mu ?
Hayır. Mikroenjeksiyon sperm ve yumurtanın kesin olarak buluşturulmasını sağlar. Daha sonra yumurtanın ve spermin özelliklerine göre yeni bir süreç başlar. Mikroekjeksiyon işlemi yapıldıktan sonraki gün yumurtanın döllenmiş olması beklenir.
Döllenen yumurta ne yapılıyor ?
Döllenen yumurta rahim içindeki atmosferi taklit eden bir ortamda, bölünmesi için bekletilir. Uygun bir aşamaya geldiği zaman rahim içine transfer edilir
- gün, 3. gün, 5. gün transferi ne demektir ? Hangisi daha iyidir ?
Bu günler yumurta ile spermin birleştiği günden sonraki geçen süreyi ifade eder .
En iyi embryo, gebelik getiren embryodur. Her yumurta ve sperm maalesef gebelik getirmez. Doğal gebelik oluşumunda tüplerde döllenme sonucunda bölünmeye başlayan embryo, blastokist denen aşamada rahim içine oturur. Buradan yola çıkarak rahim içine bu aşamada verilen embryonun başarı şansının daha yüksek olacağı, doğala daha çok benzediği aşikardır. Bu aşama, tüp bebekte 5. güne tekabül eden dönemde oluşmasını beklediğimiz embryo evresidir. Bu nedenle tüp bebekte amaç doğalı olabildiğince yakalamak, taklit etmek ise ; 5. gün transferi yani blast aşamasında transfer tercih edilmelidir. Gerçekten de embryo başına gebelik oranı blast transferinde daha erken dönem transferlere oranla daha iyidir.
Ancak her zaman 5. güne gitmek şart ya da uygun olmayabilir. Teorik olarak 5. günde gebelik getirmiş olan bir embryo acaba 3. günde versek gebe kalır mıydı bilemeyiz. Fakat 5. güne kadar beklenirken aradaki günlerde embryo gelişimi, dış faktörler ya da embryonun durumundan dolayı bozulabilir, hatta durabilir. Belki 3. günde vereceğimiz ve gebelik getirecek olan bir embryoyu 5.üne beklerken 4. günde kaybedebiliriz . Bu nedenle doğru bir karar vermek gerekir. Bu karar embryo sayısına, hastanın yaşına, laboratuvarın kendi tecrübesi ve özelliklerine göre verilir. Tüm şartlar uygunsa 5. gün transferi önerilir.
Taze – donmuş embryo transferi ne demektir ? Hangisi tercih edilmelidir ?
Taze embryo transferi, tüp bebek için yumurta gelişimini takiben yapılan OPU dan sonra elde edilen embryoların gelişim süreci sonunda rahim içine verilmesidir.
Donmuş embryo transferi ise, daha önce farklı nedenlerden dolayı dondurulup daha sonraki bir süreçte rahim içine verilmesidir. Dondurma – çözme yapıldığında, teorik olarak tüm dondurulmuş embryoların, transfer için çözdürüldüğünde sağlıklı geri kazanılamama riski olduğu bilinmelidir. Bunun dışında sağlıklı çözülmüş embryoların başarı şansı taze transfer edilen embryolardan az değildir.
Hatta gelecekte, uzun dönem sonuçları daha sağlıklı gibi görünen dondurulmuş embryo transferinin rutin bir uygulama olabileceği tahmin edilmektedir.
Hangi durumlarda embryo dondurulur ?
- Taze embryo transferi yapıldıktan sonra kalan embryolar varsa daha sonra transfer edilmek üzere dondurulabilir.
- Rahim ve endometrium başta olmak üzere, transfer başarısının düşük olabileceği düşünülen durumlarda embryolar dondurulup, gerekli düzelme sağlandıktan sonra transfer edilebilir.
- Yumurtalıkların fazla yanıt vermesi sonucu, yumurtalıklarda kist oluşumu, karın şişmesi, ağrı gibi bir klinik süreç riski varsa (OHSS – Ovaryan Hiper Stimülasyon Sendromu) tüm embryolar dondurulur. Daha sonra yumurtalıklar normale döndükten sonra transfer planlanır. Bu şekilde OHSS gelişen hasta müteakip bir gebeliğin yaratacağı risk önlenmiş olur.
- Trophoektoderm biopsisi yapılacaksa sonuç çıkana kadar embryoların dondurulması gerekir.
- Kadın ya da erkekte, üreme kabiliyetini azaltacak bir kemoterapi ya da cerrahi tedavi gereken durumlarda, daha sonra gebelik elde etmek için embryolar dondurularak saklanır.
Tüp bebek uygulamalarındaki genetik araştırma nedir ? (PGD, PGS,PGT)
Embryo transfer edilmeden genetik bir kusuru olup olmadığının bilinmek istendiği durumlarda genetik inceleme yapılabilir. Kabaca 2 sınıfa ayrılır. PGS (preimplantation genetik screening) bir tarama programıdır. FISH yöntemi ile 10 kadar kromozom bakılabilir ve down sendromu (Trizomi 21) başta olmak üzere sık görülen trizomiler taranabilir. Problemli olduğu bilinen embryo transfer edilmez. Genellikle 3. gün biopsi yapılır. Sağlıklı embryolar 5. gün transfer edilebilir. 5. gün biopsisi yapılırsa sonuç gelene kadar embryo gelişimi riske edilemeyeceği için tüm embryolar donrulur ve sonuç geldikten sonra dondurulmuş embryo transferi yapılır. CGH denen daha yeni bir teknolojide ise tüm kromozomlar tek tek incelenebilir.
PGD (preimplantaion genetic diagnosis) ise tanı testidir. Talasemi, tay-sachs, translokasyonlar gibi gen hastalığını embryodan alınan bir hücrede arama teknolojisidir. Yani PGS gibi sayısal kromozom analizi değil, bunun yanında gen hastalığı tanısı koymak amaçlanır.
Artık yeni isimlendirmede PDS ve PGD birleştirilmiş ve PGT ( Pre Implantaion Genetic Testing) olarak isimlendirilmektedir.
Bu sonuçlar kesin midir? Yanılma payı var mıdır?
Yazlaşık yüzde 5 olasılıkla görülebilecek mozaisizm nedeniyle yanılma payı vardır. Mosaisizm; embryodaki her blastomerin ( hücrenin) aynı genetik yapıda olmaması durumudur. Alınan blastomerin genetik yapısı geri kalan hücrelerden teorik olarak farklı olabilir. Bu nedenle, bu testlerden sonra gebelik oluşursa mutlaka her gebeye önerilen genetik tarama ve/veya tanı testleri ayrıca önerilmelidir.